On dokuzuncu yüzyılın sonunda geçen film, karısı ile sevgilisi arasında kalan soylu bir erkeğin çaresizliğini konu ediyor. Erkek, karısının bir başkasından olan çocuğunu öldürdükten sonra canına kıyar. Film, sinema diliyle, Visconti estetiğinin son örneği olmasıyla ilgi çeker. Ama yönetmen filmde kişilerin toplumsal konumlarına değil, bireysel dünyalarına ilgi duyar.